İnsanların kaygı deneyimlerine münhasır olan bazı fiziksel duyarlılıklar geliştirmeleri de mümkündür. Gelişen bu fiziksel duyarlılıklara verilen yoğunlaştırılmış dikkat ise kaygıya karşı insanların sürekli bir kaçış hâlinde olmalarıyla sonuçlanır.
Yoğun kaygı deneyimi olan insanlar bu gibi nedenlerden ötürü kendileri açısından olağan olan ve kendilerine tanıdık gelen durumları; deneyimleri tercih eder ve sürprizlerden olabildiğince kaçınmaya çalışırlar.
Kaygısı olan insanlar sıklıkla yeni ve beklenmedik durumlara karşı tehditkâr düşüncelere sahiplerdir. Alışılmadık durumlara bağlı olarak kaygı deneyimlerinin daha da kötü bir şekilde sonuçlanacağı ve yeniliklerle; belirsizliklerle başa çıkamayacaklarını düşünürler. Bu da; daha öngörülebilir ve tahmin edilebilir oldukları için tanıdık gelen örüntüleri takip ederek bilinenin peşinden koşmalarına neden olur.
Endişeli durumlardan kaçınmak adına insanlar güçlerinin yettiği her yolu denerler. Bu ise insanları; kaygıya karşı artan duyarlılığın kaygıyı sürekli hâle getirmesinden başka bir sonuca götürmez.
Kaygı söz konusu olunca insanlar bu durumun yaratığı huzursuz edici duygularla başa çıkabilmek ve bilişsel yüklerine tolerans gösterebilmek adına genellikle kaçma-kaçınma şeklindeki güven arayıcı davranışlara yönelirler. İnsanların kaygı karşısında verdikleri en temel 3 tepki savaş-kaç-dona kaldır. Kaçma ve kaçınma davranışları bu nedenle kaygının sönümlenmesini sağlar ancak bu; uzun vadeli bir çözüm değildir.
Sıklıkla kaçınılan durumların; düşüncelerin ve hislerin bazılarına örnek olarak şunlar verilebilir:
Bilinmeyen yerlerde araç kullanmak
Topluluk önünde konuşmak
Evde yalnız olmak
Kalabalıklar
Zarar verme; ölüme neden olma; yaralama konusundaki düşünceler
Sevilen insanların başına kötü şeyler geleceğine dair felaketleştirici düşünceler
Kalp çarpıntısı
Nefes darlığı
Göğüste baskı hissi
Baş dönmesi
Bu gibi durumlarda genellikle kaygı deneyiminin neden olduğu kötü hislerden kurtulmak adına güven arayıcı davranışlara veya düşüncelere yöneliriz. Güven arayıcı davranışlar arasında yaygın olarak karşımıza çıkan kaçma ve kaçınma konusunda davranışsal ve bilişsel örnekler olarak karşımıza şunlar çıkar:
Kaygının ilk belirtilerini fark edince uzaklaşmak
Kaygıya karşı ilaç taşımak; su veya başka yiyecek/içecekleri hazırda bulundurmak
Kaygılı durumlara karşı aileden veya arkadaş grubundan birisi tarafından eşlik edilmek
Kendi kendine şarkı söylemek; müzik dinlemek veya ıslık çalmak
Kontrollü nefes almayla meşgul olmaya çalışmak
Yatmak ve dinlenmek
Nesnelerle oynamak ve onları tutmak
Daha olumlu veya sakinleştirici bir şey hakkında düşünmek
Güvenli ve huzurlu bir yerde olunduğunu düşünmek
Gerçekten kaygılı hissedilmediği konusunda kendi kendini ikna etmeye çalışmak
Hâlihazırda sürdürülen göreve/işe odaklanmak
Dua etmek
Kaygılı hissedildiği için kendi kendini eleştirmek
Güven arayıcı davranışlar; bizi kaygılandıran ve endişeli düşüncelere sevk eden duruma ilişkin sağlıklı muhakeme yapmamızı engelleyici niteliktedir. Bu durum da esasen tehdit ve tehlike algımızdaki çarpıklıkları görmemizi engelleyerek güven arayıcı davranışlara sığınarak onları sürdürmemize neden olur. Nihayetinde gerçekçi olmayan bir şekilde; risk teşkil ettiğini düşündüğümüz bütün durumları ortadan kaldırmaya yöneliriz. Bu ve benzeri bir durumu deneyimlediğiniz takdirde kendi başınıza mücadele etmek zorlaşabilir. Bu konuda bir uzman desteğine başvurmak sizin açınızdan pratik olacaktır.