Boşanma oldukça karışık ve çok boyutlu bir durum olmakla birlikte; genellikle uzun bir zaman diliminde gerçekleşen psikolojik ve sosyal bir süreçtir. Bu alanda çalışan bilim insanları ve araştırmacılar; boşanma sürecini ve bu süreçte yaşananları açıklayabilmek için çeşitli modeller geliştirmişlerdir. Bu modellerden ilkinde boşanma süreci; bir aile bireyinin ölümünü takiben oluşan yas duruma benzeyen bir psikolojik kriz olarak varsayılmaktadır. Bu modelde boşanma süreci 5 evreye ayrılmıştır;
İnkar; Evliliğin bozulmasına yol açan sıkıntı verici faktörler tam olarak açığa çıkıncaya dek bu evre sürer ve evlilik baskıcı ve sıkıntılı tarzda devam eder. Bu süreç; sıklıkla evliliği devam ettirmeyi amaçlayan bir mekanizmadır.
Kayıp ve Depresyon; Bu evrede “evliliğimizde bir şeyler yanlış gidiyor” düşüncesi oluşur. Bu evreyi yaşayan kişi; sıkıntılarının evliliğiyle ilişkili olduğunun farkına vardığında; tipik ilk reaksiyonu anlamlılık kaybı; üzüntü; depresyon; yalnızlık hissi ve diğer insanlarla iletişimden çekilme oluşur.
Kızgınlık ve Ambivalans; Bu süreçte boşanma daha gerçekçi bir düşünce halini almaya başlar. Kızgınlığın yanı sıra; eşle ya da ilişkide yaşanan sorunlarla ilgili olarak zıt duyguların; fikirlerin ve isteklerin aynı anda oluştuğu da gözlemlenebilir. Bu duygu durumu; çocukların velayeti; nafaka; çocuklarla görüşmenin ayarlanması ve diğer konular hakkında kararların alındığı zamanlarda artabilir.
Yeni Yaşam Tarzı ve Kimliğe Uyum Sağlama; Bu evrede boşanma bir gerçek olarak algılanır ve herkes kendince; bu yeni gerçekle başa çıkmanın en etkin yolunu bulmaya çalışır. Boşanma sürecini yaşayan kişinin amacı; evlilik; kişilik; meslek; cinsel ve toplumsal alanlarda yeni bir kimlik geliştirmektir. Bu evrenin en belirgin özelliği eski kimlikte çözümlenmemiş sorunların yeniden açılması ve yeniden çözülme fırsatının oluşmasıdır.
Kabul ve yeniden işlev görme ; Kişi yeterli sosyal; cinsel; mesleki düşünce ve kimliğe sahip olmaya başladıktan bir süre sonra kabul gelişir. Bu evrede yeni oluşmuş başa çıkma yöntemleri pekişir. Yeni ilişkilere karşı korku ve endişeler yatışarak; ikinci evlilik için fırsatlar doğar. İkinci evlilikteki başarı; bir önceki evrelerde yaşanan çatışmaların başarılı bir şekilde çözümlenmesine bağlıdır.
Boşanma Sürecinin İlişki Açısından Aşamaları
Boşanmanın birbirine paralel 6 süreçten (istasyondan) oluştuğunu düşünen Bohannan’a göre; bu aşamalarda yaşanan güçlükler; farklı zamanlarda ve farklı şiddetlerde olmaktadır. Boşanma aşamasında yaşanan süreçler;
Duygusal Boşanma; Duygusal boşanma; evliliğin çözülme süreci olarak değerlendirilmektedir. Bu ilk evrede en azından eşlerden birinde ilişkilerine yönelik duygusal isteklilik ve arzular azalır. Aile birliği işlev görmesine rağmen; ilişkinin kalitesi iyi değildir. Eşlerin birinde bilinçli ya da bilinçsiz olarak çekilme ve umursamama vardır. Bu evrede; evlilik yaşantısında yaşanan rutin zorluklar genellikle daha güç olarak algılanmaktadır.
Hukuki Boşanma : Bu evre; eşlerin yasal olarak birbirlerinden ayrılmalarını ve evlilik birliğinin kanunen sonlandırılmasını içeren bir süreçtir.
Ekonomik boşanma : Aile aynı zamanda ekonomik bir birimdir ve çoğunlukla karı - kocanın mülkiyetlerinin birleşiminden oluşur. Boşanma durumunda bunların bölünmesi kararı ortaya çıkar. Bu evrede; evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan mal ve paranın uygun bir şekilde pay edilmesi; varsa çocuk ya da çocuklara ve gerekli durumlarda eşe ödenmesi gereken nafaka miktarının belirlenmesi gibi zorunlulukları içeren bir süreçtir.
Anne-baba Olarak (ebeveyn) Boşanma: Boşanma sürecinin en sıkıntılı ve en acı verici yönü ebeveyn olarak boşanmadır. Buradan anlaşılması gereken anne babanın birbirinden boşanmasıdır; yoksa çocuklardan boşanma gibi bir durum söz konusu değildir. Bu durum çocukların velayet hakkı karşı tarafa verilse bile geçerlidir. Bu süreçte yaşanabilecek olası durumlar şu şekildedir; Baba sıklıkla; annenin çocuklarını kendisinden ayırmaya ve uzaklaştırmaya çalıştığını ve babaya benzeyen yönlerini körelttiğini düşünür. Diğer yandan anne sıklıkla; kendinin kararlar almakta tek sorumlu olduğuna inanıp; babanın çocuklarına karşı annenin otoritesini kırdığını düşünür. Boşanmış annelerin çoğu yanlarında; kendilerine yol gösterecek fakat eleştirmeyecek; destekleyecek ve sorumluluklarını paylaşacak birisinin olmasını isterler. Anne-babanın birbirlerine karşı şüpheleri ya da güvensizliklerinin olması çocuklarla iletişimlerinde zorluklara; sürtüşme ve acılara yol açmaktadır. (Atalan; 1987)
Toplumsal Boşanma: Boşanma; eşler açısından bakıldığında; toplumsal yaşantıda çok büyük değişikliklerin tetikleyicisi olabilir. Boşananların çoğu evlilik dönemlerinde oluşturdukları arkadaş ilişkilerinde; boşanma ile birlikte büyük hayal kırıklıkları yaşadıklarını ifade etmektedirler. Bu zor dönemlerinde; boşanan kişiler çoğunlukla arkadaşlarının yanlarında bulunmadığını ve terk edildiklerini hissederler.
Ruhsal Boşanma: Boşanma sürecinin en önemli evrelerinden biridir. Bu evrede ayrılmış olan eşlerin her biri; yeterlilik ve bağımsızlıklarını geliştirmeye çalışırlar. Eşler; bu hassas dönemde birbirlerinden bağımsız tarzda; yeniden tek başına yaşamayı öğrenmelidirler. Boşanan kişiler; önceleri problemlerini çözmek için alışageldikleri ve genellikle kullandıkları eski yöntemleri denerler. Oysa ki bu evrede; işe yaramayan eski başa çıkma metotlarından vazgeçip; yeni çözüm yolları bulmak için çabalamalıdırlar.