Aldatma veya sadakatsizlik çift terapilerinde sık sık başvurulan bir konudur. Aldatma;; çiftlerden birinin başka biriyle cinsel ya da duygusal anlamda beraber olmasıyla açıklanabilir. Fakat bu açıklama kültürden kültüre hatta her çift arasında farklılık göstermektedir. Aldatma; aslında var olan bir sorunun fark edilmemesi; çiftlerin birbirlerindeki bu sorunu anlamaması;; fark etmemesi; fark edip anlasa da sorunun üzerinde durup konuşmak yerine; yok sayması gibi nedenlerden yan ilişki içerisindeki yaşanan bir çok sorunun bir sonucudur. Aldatma sorunun gözle görülen kısmı gibi olur. Aslında aldatılan kişi dışarıda kalan; dışlanan; sırt dönülen bir kişi gibi görünür olsa da burada bir üçlü ilişki başladığını ön görüyorum. Çoğu zaman taraflar birbirini bilir ve bu üçlü ilişki bir süre devam eder. Aldatan erkekse; maalesef kültürümüzde erkek egemen bazı söylemlerle ‘bu yapıyor olmanın bir erkeklik; bir güç’ gibi görüldüğünü dinliyorum. ‘Erkektir; aldatır’ yaklaşımı; basma kalıp düşünceler mevcut oluyor. Bu yasak aşk erkeklere çok çekici geliyor ve aslında eşlerinden her hangi biri dünyayı yıkacak kötülükler yapsa da huylu huyundan vazgeçmiyor. Tövbeler ediliyor; eminler ediliyor ama yeniden yeniden aldatma tekrarlanıyor. Gözlemliyorum ki; erkek tarafında ne zaman ki kendi aldattığı için çocuğuna bir sorun oluşuyor; ozaman pişman oluyor. Hatta aldatan kişilerin; aldattığı kişinin ruhsal sağlığını çok az düşündüğü; ama çocuğunun ruhsal olarak zedelenip zedelenmediğini soruyor oluyor. Bir evde annenin rusah sağlığı yerinde değilse; evdeki çocukların ruhsal sağlıkları nasıl iyi olabilir?

Öte yandan; aldatılma ağır bir ruhsal yaralar açıyor. ‘değerli değil miydim; sevilmiyorum; onca verdiğimi çabanın sonucu bu olmamalıydı; güzel değil miyim’ gibi insanın kendiyle ilgili negatif kognisyonları oluşuyor. Ve bu süre zarfında; çoğu erkek ya da kadın estetik ameliyatı oluyor; giyim tarzını değiştiriyor ve dış görünüşüne (zaten güzel olsalarda) daha da önem vermeye başlıyorlar.

Peki aldatanı ve aldatılanı konuştukta; bu ikilinin hayatları devam ederken üçüncü kişi olanı konuşmadık. Halk bu üçüncü için büyük kızgınlık ve öfke duyguları duyar. Ama gelin görün ki; kendilerini yeterince tanımayan; hayattan ne beklediklerini yeterince sorgulamamış ya da tam olarak nasıl bir ilişki beklediklerini sokratik bir sorgulamadan geçirmediklerini görüyorum. Aslında; nasıl doğru ilişki kurulur; ilişkilerde nasıl güvenilir adamla beraber olunur; nasıl sana kötülük yapacağını bile bile hala aynı kişiye karşı artık ilişki sonlandırılır gibi konular üzerinden gidilir. Fakat en önemlisi; çocukluğunuzda size değer verilmediyse yetişkinlik hayatında değer alınacak bir ilişki kurmakta zorlanabilir. Bu yüzden; bu kişilerle terapi içinde sokratik sorgulama yapılırken aslına gerçek ilişkiyi terapistle yaşayarak öğrenmeleri hedeflenir.

Aldatma eğer kadın tarafındansa; neredeyse çok azı ortaya çıkar. Çünkü kadınlar çocukluklarından beri yalan söylemeye; yaptıkları yanlışı kıvırmaya-ört bas etmeye alışkın oldukları için çok kolay ortaya çıkmaz. Metropolde kadınların artık eskisine göre daha çok aldattığı araştırmalarda görülmektedir. buda yıllarca ezilen kadının pasif bir agresyonu olarak nitelendiriyorum.

Aldatıldıktan sonra her ilişki sonlanmaya bilir; aldatma sonrası terapilerde affetme-kabul konularıyla devam edilir. Ama en önemlisi; partnerin ne dediğini duymak; onu aynalayabilmek;empatik dinleme ancak terapistle güvenli bir ortamda terapide gerçekleşebi

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.