1+1=2 - İlk temas edenin ve genetik mirasçılarından seni doğuran annen; “bir” olacak kadar; bedenen; ruhen ve sosyolojik açıdan yetişkin/yetkin bir birey ise; bu doğduğun anda; hayat başlangıcında şanslı başladığının işaretidir. “Bir” olan birey; beraberinde seni de “bir” yapar ve çoğalma böyle gerçekleşir. Dibe çekilmeden; kusurlu değerlere inmeden. Sağlıklı olan budur. Bedenen; ruhen ayrı bir birey olarak toplumdaki sağlam kişilikli yapı oluşmuş olur. Ana-kız ya da ana-oğul olarak iki kişi ile sonuçlanır işlem. Bir anne beraberinde birden fazla bireyin gelişimine eşlik ederek; toplamda sayı daha artar. Ateşi ile diğer mumları yakan ana mum gibi; kimse kimseyi eksiltmezken; canlar; canları canlandırır.
1+1=1 - Bedenen; ruhen ve sosyal açıdan henüz olamamış; birey olamamış bir annenin dünyaya getirdiği bir can iseniz; önemli bir çekişme sizi bekliyor olacaktır. Çok açıdan çok yüklü bir durumdur bu. Çok sancılıdır. “Bir” olamamış anne; gücünü ve varlığını dünyaya bir canlı getirerek yaşamak; hissetmek ihtiyacında olur. Bütün olmanın arzularını karşılamak umudu ile yeni doğana yatırım yapar. Ondan beklentileri vardır. Hangi açıdan eksik kaldı ise; onları çocuğu karşılayacaktır. Yani dünyaya yeni gelen Can’ın; ayrı bir birey değil; annenin tamamlayıcısı; arzu gidericisi; uzantısı; cengâveri; fedakârı; kölesi; robotu gibi değişik işlevlerle sınırlandırılıp kalması sağlanır. Böylece hayatı boyunca hiçbir zaman ayrı bir birey olarak yaşama atılamaz; hep bu tutsaklıkta; kontrol ve himaye altında kalır. Oldukça sancılı; eziyetli; çekilmeli; çatışmalı bir hayatın içinde umutsuzca çırpınışlar içinde geçer. Hiçbir zaman 1+1=2 olamaz. Kendisi ile güçlenmiş; var olduğunu hissetmekte olan anne ile kurdukları içe içe geçmişlik içinde tek bir “bir” vardır.
Bu patolojik yutma; yok etme ve mâhkum etme durumundan kurtuluş; sağlıklı başka bir kişinin temasa girmesi ile bu aritmetik bozularak başka bir denklem kurulur. Yeni gelişen birey; kendisini görüp anlayacak; aynalayacak; onaylayacak; destekleyecek derecede yeteri kadar sağlam bir ebeveyn bulamadığında; ortamdaki diğer olasılıklı nesnelere yönelir. Beklenti anneden bulamadığını babadan karşılayabilmektedir. Baba bu ihtiyacı karşılayacak kadar dik ve sağlam ve de eş duyumlu birisi ise; onun yanında yer alarak yeniden birey olma yolundaki yolculuğuna kaldığı yerden devam edebilir. Böylece annenin sağlıksız kıskacından sıyrılıp; sağlıklı babayla kuracağı ilişki yapılanması içinde gelişimine devam etme olanağına kavuşur. Annenin ihtiyaçları ve huzursuzluğu devam edeceği için; arzu edilse de pürüzsüz bir süreç yaşanamaz. Fakat her halukârda böylesine yutan; olumsuz etkileyen annenin varlığında; onu terazileyecek bir sağlam baba olması; bir parça da olsa kurtarıcı rol sağlayacaktır.
Sonuç olarak cennet; bedenen; ruhen; sosyal açıdan iyilik halinde olan; yetişkin; olgun bir birey olarak; sevgi; şefkat içinde annelik yapanların ayağı altındadır.
Sevgi ile kalalım.