Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Çocukta Ahlak Gelişimi

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 20:08    Güncellendi: 18.02.2025 20:08


Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları ahlakı tanımlar. Ahlak gelişimi ise; bireyin toplumun değer yargılarını göz önünde bulundurarak ve kendi değer yargılarıyla birleştirerek yaşama uyum sağlama sürecidir. Çocukta ahlak gelişimi doğumdan kendini güvende hissetmeyle başlar. Süreç içinde; öğretilmiş değerlerle çocuğun doğuştan getirdikleri birleşerek çocuğun kendine özgü ahlakının oluşması beklenir. Bu yazı özellikle 2-12 yaş arası çocuklarda ahlak gelişiminin Piaget ve Kohlberg açısından kuramsal olarak incelenmesini ve özetlenmesini içermektedir.

Piaget ahlak gelişiminde bazı özel kavramlar üzerinde durmuştur. Bunlar; çocuğun bilinci; oyun kurallarını uygulaması; yalan ve hırsızlık hakkındaki düşünceleri; adalet; sorumluluk ve ceza karşısındaki tutumlarıdır.

Piaget; çocuğa oyunun kurallarını öğretip; kendisiyle bu kurallar çerçevesinde oynamasını sorgulamıştır. Oyun sürecinde çocuğun kuralları nasıl benimsediğini; hatalarla nasıl başa çıktığını gözlemlemiştir. Çocuklar önce kuralları olduğu gibi kabul edip; onlara uyarlar (2-7 yaş aralığı). Sonra; bilişsel gelişim süreci ilerledikçe; bilinçli farkındalıkları artar ve kuralları ve özümsedikleri düşüncelerini sözel olarak ifade edebildikleri evreye geçerler (7-12 yaş aralığı). Bu ikisi arasındaki gelişim süreci zaman almaktadır. Piaget’nin ‘Bilişsel Gelişme Kuramından’ yola çıkarak 2 zıt ahlak anlayışı belirlenmiştir. İlki işlem öncesi dönemdeki çocuklarda görülen ‘ben merkezci’ ahlak anlayışı; diğeri; işlem dönemindeki çocuklarla görülen ‘işbirliği ve karşılıklı ilişki’ ahlakı anlayışıdır.

İşlem Öncesi Çocuklarda Ahlak Anlayışı ve Gelişimi (2-7 Yaş Aralığı):

Bu yaş grubu çocukları oyunlarındaki kuralları bilinçli farkındalıkla oynamazlar. Bireysel oyunlar oynarlar ve tamamen ben merkezcilerdir. Dönemin içinde yaş büyüdükçe; taklit etme davranışları başlar. Oyunlarını diğer çocukların oyunlarını taklit ederek kurarlar. Oyunlarında hala ‘ben merkezci’ olmalarına karşın; sosyal bir ortamda olmanın temel kurallarını öğrenirler. Örnekse; 4 yaşındaki A’nın; sınıfta Legolarla oynadıktan sonra onları yerine kaldıran B’yi görüp taklit etmesi. Bu kurallar; işlem öncesi dönem çocuklarına yetişkinler tarafından yüklenmiştir. Çocuklar kurallara uymanın nedenlerini özümsedikleri için değil; uymak zorunda olduklarına inandıkları için uyarlar. Aynı zamanda bu dönemdeki (2-7 yaş aralığı) çocukların; yalan ve hırsızlık hakkında tamamen somut sonuçlara göre yargıladıkları; suçlunun niyetine hiç önem vermedikleri görülmüştür. Bu yüzden; çocuklara yalan söylemekle yetişkinlere yalan söylemek onların gözünde eşit değildir çünkü yetişkinlere yalan söylemenin maddi sonuçları daha ağırdır ve bu yaş grubuna göre en adil ceza; en çok acı veren cezadır. Örnekse; ona vuran arkadaşını öğretmenine şikâyet eden A; öğretmeninin; vuran çocukla konuşup hareketinin yanlış olduğunu anlamasından ziyade; ona en ağır cezayı vermesini beklemektedir.

İşlem Dönemindeki Çocuklarda Ahlak Anlayışı ve Gelişimi (7-12 Yaş Aralığı):

Bu dönem çocuklarında ahlak anlayışı karşılıklı iş birliğine dayanır. Artık çocuk oyunun kurallarının nedenlerini özümsediği için; yetişkin baskısından uzak bir tavırla kurallara uyar. Özümsemenin etkisiyle; artık kurallar sert; değişmez değil aksine; kurallar çocuklara ait olduğu için isterlerse değiştirilebilir kıvamdadır. Bu yaş grubu; ben merkezcilikten çıktığı için; başkasının gerçeğini görmeyi önemser. Kuralların ancak hitap eden gruptaki herkes tarafından kabul edilirse değişebileceğini bilir. İşlem öncesi dönemde (2-7 yaş aralığı) olduğunun aksine; bu grup artık niyeti önemsemektedir. Sadece maddi sonuçlara değil; hem suçlunun niyetine hem somut sonuçlara göre durumu değerlendirebilmektedir. Örnekse; artık yalan söyleme kavramı yetişkinlerin kurallarını çiğnediği için değil; karşılıklı güven ve sosyal ilişkileri yok edeceği için kötüdür. Yine küçük çocuklar cezayı acıyla bağdaştırırken; bu grup cezanın işlevselliğini değerlendirir. “Cezanın amacı; suçluya suçunun tabiatını hatırlatmak ve onu yola getirmektir”(Wright; D. Croxen; M.). Bu bağlamda; gruptan çıkarmaktan; çocuğu yoksun bırakmaya; çocuğun yaptığı kötü davranışın kendisine yapılmasından; eleştiriye birçok ceza yöntemi belirlenmiştir. Ancak ilk zamanlardan beri Piaget; anne babaların demokratik ilkeleri uygulayıp; gerektiği yerlerde otoriter kontrolü sağlamaları gerektiğini önerir. Aslında bu; her yaştaki çocuğa belli sınır çerçeveleri içinde seçimler vermeyle bağdaşmaktadır.

Bir başka bağlamda; Kohlberg; Piaget’nin kuramını yeniden incelemiştir. Bilişsel yapıların; düşüncenin yanı sıra davranışları ve duyguları da belirlemek için kurulduklarını ve sadece zeka ile ilgili olmadığını savunur. Kohlberg’in çalışması gelişimsel bir yaklaşım olmakla beraber; çalışmayla 3 sonuç bulunmuştur:

1)Bir durumda dürüst davranan kişinin; bir daha aynı durumda ya da başka durumlar karşısında dürüst davranıp davranmayacağını bilemeyiz.

2)Çocukların; davranışsal olarak büyümesi ile daha dürüst veya fedakar olmalarını bekleyemeyiz.

3)Ebeveyn disiplininin ve çocuğun sonraki davranışlarının arasında hiçbir ilişkinin olmadığı; önemli olanın çocuğun bu disiplini anlayıp yorumlaması olduğudur.

Sonuç olarak; Kohlberg; bireyin ahlakının bireyin zekasıyla ve diğer bireylerle deneyimlerinin etkileşimiyle kendiliğinden geliştiğini savunmaktadır. Bu bağlamda; birey ilk evrelerde ceza almamak için kurallara uymaya itaat ederken; geliştikçe kendi kendini suçlamaktan kaçınmaya doğru ilerlemektedir. İnsan yaşamının değeri evreler tamamlandıkça; evrensel bir değeri olan birey; kutsal olarak değerlendirilmeye başlanmaktadır.

-Çocuklar gelişim özelliklerine göre eğitilmelidir: Her yaş döneminin farklı yaş özelliği olmasıyla birlikte; farklı ahlaki gelişim özelliği de vardır. Ebeveynler bu özellikleri bilmelidir ki çocuktan beklediği ahlaki özellik anlamlı olsun. Örnekse; 3 yaşındaki A’dan yemekten önce ellerini yıkaması beklenmemelidir. Yemekten önce ellerini yıkaması gerektiği öğretilmelidir. Bir diğer örnekse; 10 yaşındaki B’ye; artık iş birliği içinde davranması beklenilen öğretiler verilmelidir. ‘Çalmamalısın’ demek yerine; çalmaması gerektiğinin nedenleri; niyetin önemi öğretilmelidir.

-Ahlaki gelişim doğumdan itibaren başlar: Bebeğin doğduğu andan itibaren ihtiyaçlarının karşılanıyor olması; annesiyle güvenli bağ kuruyor olması ahlaki gelişimin başlangıcıdır. Bağ; zaman ve süreç karşısında; iki insanın arasındaki derin ve kalıcı ilişkidir (Ainsworth; 1973; Bowlby; 1969). Bu görüş Erik Erikson’un; psikososyal gelişim evreleri ile de bağdaşmaktadır. Çocuk; bu senelerde bakım verenin kalıcılığına ve tutarlılığına ihtiyaç duyar. İlk ahlaki gelişim evresi de budur. Bu nedenle; doğumdan başlayan güvenilirlik anlamlıdır.

-Aileler öncelikle çocuğa iyi bir model olmalıdır: Çocuklar çok iyi gözlemcilerdir. Eğer ahlaki değerler hakkında yaşına ve gelişim özelliklerine göre ahlaki eğitim verme amacındaysanız; öncelikle sizin öğretmek istediğiniz değer hakkında bir model olduğunuzdan emin olun. Yukarıda da bahsettiğim gibi;

çocuklar somut örneklerle özümsüyorlar. Söylenileni dinlemektense; ebeveyninin yaptığını görüyor olması onlar için iyi bir modellemedir.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.