Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Psikolojik Danışmanlık ve Psikoterapinin Faydaları: Neden Gitmeliyim?

Oluşturulma tarihi: 18.02.2025 20:08    Güncellendi: 18.02.2025 20:08

Psikoterapinin; psikolojik iyileşme ve gelişme sağlayan bir yöntem olduğu kanıtlanmıştır. Araştırmalar; psikoterapinin psikolojik sorunları gidermede %85 etkili olduğunu bulmuştur. %85 etkililik oranı; psikoterapide hangi yöntemin kullanıldığından bağımsızdır. Bütün terapilerde ortak olan özellikler iyileşmede ve psikolojik gelişimde %30 etkilidir; beklenti %15; spesifik terapi yöntemleri %15 ve terapi dışı faktörler yani kişinin hayatındaki değişimler ise %40 etkilidir. Bütün terapilerde ortak olan özellikler; terapist ile danışan arasında kurulan terapötik ilişkinin niteliği ve terapistin ilgili ve dikkatli olması; danışanın sürecini anlayabilmesi gibi kişisel faktörlerdir.

1.Psikoterapi yaşananların anlatılabilir hale gelmesini sağlayabilir.

Konuşma terapisi metodunu kullanan psikoterapiler; danışanlara deneyimlerini anlatma imkanı verir. Deneyimlerimiz; bizde ham halleriyle saklıdır. Henüz kelimelere dökülmemişlerdir ve nasıl ifade edebileceğimizi her zaman bilemediğimiz yaşantılar olarak depolanırlar. Psikoterapide; bu yaşantıları kelimelere dökebilmemiz için kendimize ait bir alana sahip oluruz. Kelimelere dökme denemesi; bu alanda görece daha kolaydır; çünkü güvenli; sınırları belirli; etik ve gizlilik ilkelerinin geçerli olduğu bir alandır. Nasıl anlatacağımızı bilemediğimiz yaşantıları; güvenle kelimelere dökme ve ifade etme şansı buluruz. Önceden tanımsız bir şekilde birikmiş yaşantılar; terapistin de yardımı ile tanımlanarak anlam kazanırlar. Hem ifade etmenin rahatlığını; hem de tanımlamanın anlamlılığını buluruz.

2. Psikoterapide; acı veren yaşantılarımıza karşı duyarsızlaşabiliriz.

Psikoterapide; bize zor gelen bir deneyimi anlattıkça; içinde derinleşmek ve anlamak için tekrar tekrar anlattıkça; bu deneyimin neden olduğu ağır duygu yükü azalır. Bu deneyimi hatırlarken hissettiğimiz acı azalır. Acı azalınca bu deneyim üzerine konuşmak; anlatmak ve bize olan etkisini anlamaya çalışmak daha kolay hale gelir. Deneyimin getirdiği duyguyu taşımak kolaylaşabilir.

3. Psikoterapi; kişinin yaşantılarının sorumluluğunu almasını sağlayabilir.

Kişi; kendini başına bir şeyler gelen; birtakım olumsuzluklara maruz kalan biri olarak ifade etmekten yaşadıklarının sorumluluğu alan birine dönüşür. Yaşantıları üzerindeki etkisini fark eder. Pasif konumdan aktif konuma geçer; nesne konumunda özne konumuna geçer. Yapılan; edilen; başına gelen kişi konumundan yapan; eden; isteyen; arzulayan; izin veren veya izin vermeyen konumuna geçer.

4. Psikoterapi; düzeltici bir duygusal deneyimdir.

Büyümemiz ve gelişimimiz sırasında bazı olumsuz deneyimler yaşamız olabiliriz ve bu yaşantıları içselleştirmiş olabiliriz. Bu olumsuz yaşantıları içselleştirdiğimizde; yaşantıların yarattığı çeşitli olumsuz algılardan kendi kendimize sıyrılmamız pek mümkün olmayacaktır. Büyüme ve gelişim dönemimizde yetersiz ya da dengesiz bakım almış olabilir. Psikoterapide; çeşitli olumsuzlukları olan bu bakım deneyimi; dengeli ve yeterli bakım veren terapist sayesinde düzelecek; terapinin sağladığı dengeli ve yeterli bakım içselleşebilecek ve eski olumsuz algılar yeni olumlu algılarla yer değiştirecektir. Bu özelliğiyle psikoterapi; düzeltici bir duygusal deneyimdir.

5. Psikoterapi; kişinin kendine ve diğerlerine karşı taşıdığı temsilleri düzenler.

Zihnimizde kendimize ve ötekilere dair bazı temsiller vardır. Diğer bir deyişle; kendimizle ve diğer insanlarla ilgili; kendimizin nasıl olduğu ve diğer insanların nasıl olduğu ile ilgili bazı düşüncelere sahibizdir. Kendimize ve ötekilere dair temsillerimiz; gelişim sürecimizde şekillenir ve bu dönemdeki deneyimlerimize bağlı olarak oluşur ve çoğunlukla değişmez kemik yapılar halini alır. Psikoterapi; bu görece sığ ve değişmez temsilleri irdeleyerek; kendimize ve diğer insanlara dair düşüncelerimizin daha zengin; kapsamlı; gelişmiş; gerçekçi ve bütünlüklü olmasını sağlar.

6. Psikoterapi; kişinin kendini sakinleştirme kapasitesini artırır.

Kendini sakinleştirme becerisi esas olarak beş altı yaşlarında oturur; ancak bazı kişilerde bu aldıkları bakımın özelliğinden dolayı daha fazla bazılarında ise daha azdır. Kendini sakinleştirme becerisi görece az olan kişiler; duygularıyla baş etmekte daha fazla zorlanırlar; özellikle yoğun duygular karşısında oldukça çaresiz hissedip bu tür duygularla baş edemediklerini düşünebilirler. Bakım veren kişi; bakım verdiği kişi için duyguları düzenleme işlevini sağlar; zamanla bu işlev içselleştirilir ve kişi kendi kendini sakinleştirebilir hale gelir. Düzenli psikoterapiye giden bir kişinin; kendini sakinleştirme kapasitesi artabilir.

7. Psikoterapi; belirsizliğe tahammül edebilme kapasitesini artırır.

Duygularımızı düzenleme ve kendimizi sakinleştirme kapasitemiz arttıkça belirsizliklere; zorluklara; hayal kırıklıklarına; gerilimlere ve engellenmelere karşı tahammül kapasitemiz artar. Psikoterapi; bu tür durumlara karşı tahammül etme kapasitemizi artırır. Psikoterapi; daha az kaygılı hale gelmemizi; kaygı hissettiğimizde de kaygımızı yatıştırabilir hale gelmemizi sağlar.

8. Psikoterapi; kendi üzerimize düşünebilme kapasitemizi artırır.

         Psikoterapide; kişinin kendi deneyimlerini kelimelere dökmesi; tanımlaması; yaşadıklarını anlamlandırması; deneyimlerinin derinliklerini ve anlamlarını araştırması; duygu yükünü taşıyabilir; kaygısını kontrol edebilir hale gelmesi ve bu sayede deneyimlerini daha fazla irdeleyebilmesi kendi üzerine düşünebilme kapasitesini artırır. Kaçınılan konular üzerinde durabilme ve düşünebilme kapasitesi; diğer konuların ise daha derin katmanlarını düşünüp araştırabilme becerisi verir.  

         9. Psikoterapi; duygularımızı refleksif davranışlara dökmek yerine üzerine düşünebilmemizi sağlar.

         Bazı duygularımızı yeterince irdeleyemez; anlamlandıramaz ve tanıyamayız. Üzerine düşünmek yerine bilinçli bir şekilde çok da istemeden bazı davranışlarda bulunuruz. Bu davranışlarımız; bazı duygularımızın ve psikolojik sürecimizin yansımasıdır; fakat neyi neden yaptığımızın tam olarak farkında değilizdir. Psikoterapi; ani davranışlarda bulunmadan önce kişiye duygusal süreçlerini tanıma; anlama ve üzerine düşünebilme; dolayısıyla düşünerek ve neyi neden yaptığını bilerek hareket etme imkanı verir.

         10. Uzun dönemli bir psikoterapi beynin yapısını değiştirir.

         Psikoterapi; psikolojik süreçlerimizi ve kişisel gelişimimizi  etkilemenin yanında beyin yapımızı da değiştirerek çeşitli kalıcı değişimlere neden olur. Frontal lob daha fazla kullanılabilir hale gelir. Frontal lobun daha işlevsel hale gelmesi; yaşantılarımıza farklı açılardan bakmamızı sağlar. Yeni örüntüler ve bakış açıları gelişir. 


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.