Kıskançlık insanların tümünde var olan doğal duygulardan biridir ve hatta aynen stres gibi; belli bir doza kadar ve ara ara hissedildiğinde kişiye motivasyon sağlar; başarma azmini körükler. Ancak; kıskançlık artık o kişinin temel duygusu olmuşsa; kendi yapabildiklerine değil de hep başkalarının yaptıkları; konumu; statüsü odak noktası haline gelmişse; bu durum problem teşkil edebilir.
İş hayatında kıskançlığın cinsiyete göre ayrımından söz edemeyiz. Kadın ya da erkek olsun; herhangi bir çalışan birey; eğer kendisiyle ilgili hayal ettiği bir başarıyı iş arkadaşı gösteriyorsa; terfi almışsa ya da ödüllendirilmişse o kişiye karşı kıskançlık hissedebilir. Ya da; iş yaşamı dışındaki alanlarda çeşitli mutsuzluklar; olumsuz duygular hakimse; iş yerinde başkalarının mutlulukları bile kıskançlık sebebi olabilir. Bir başka deyişle kişinin iç dünyasında genel olarak neler hissettiği; kendisini nasıl değerlendirdiği; algıladığı başkalarına olan bakış açısına da yansır. Örneğin; özgüveni eksik bir birey kendisini eksileriyle ve artılarıyla kabul etmek ve eksik noktalarını tamamlamak için gayret göstermek yerine; kendisini komple başarısız olarak görüp; karamsar bir ruh haline girebilir. Bu; bir bakıma kendi potansiyelini sabote etmektir. Bu ruh haliyle de; yüksek performans gösteren kişilere yönelik kıskançlık duygularına engel olamaz.
İş yerleri hassas dengelerin olduğu yerlerdir. Örneğin; herhangi bir pozisyonda çalışan bir kişi hem iyi performans göstermek; enerjik olmak; hem de bunları bir dengede tutmak zorundadır; zira aşırı hırslı görünen ve başarıya endekslenmiş kişiler iş ortamında kıskançlığa en çok aday olan kişiler arasındadır. Bu durum; özellikle; alt-üst ilişkilerinde çok sık görülür. Herkesin öncelikli ve temel ihtiyacı kendi yerini korumak ve savunmak olduğundan; altındaki bir kişinin başarıları; kazançları; üst pozisyonda çalışan birisinde bir “tehdit” algısı yaratabilir.
Kıskançlık; hiyerarşik yapılanmanın ve görev derecelendirmelerinin bulunduğu kurumsal şirketlerde daha sık görülebilmektedir. Bu tür şirketlerde çalışanların başarı ve performansı sık sık ölçümlenmekte; değerlendirilmekte ve bu durum da çalışanların sıklıkla kendilerini diğer çalışma arkadaşlarıyla kıyaslamasına neden olmaktadır. Böylelikle; çalışanlar arasında rekabet de kaçınılmaz olmaktadır.
Çalışan kişiler; genellikle kıskançlık duygularını ifade etmez; bunun ayıplanacağına; yanlış bulunacağına dair inançları vardır. Oysa ki; herkesin içinde bu duygu vardır; neşe; mutluluk; üzüntü; kaygı gibi duygulardan biridir kıskançlık. Kişiler; böyle hissettiklerini kendi kendilerine bile itiraf edemezler bazen. Aslında; bu kişiler kıskançlık duygularını yok saymak yerine kendi içinde kabullenirse; bundan sonraki adımlarını daha iyi ve yararlı biçimde yönetebilirler. Örneğin; kendisiyle aynı düzeydeki bir iş arkadaşının terfi aldığını öğrenen bir kişi; o kişiye karşı kıskançlık hissedebilir; ancak bu duygunun kendi içinde büyümesine izin vermek yerine; kabullenip; bunun normal bir reaksiyon olduğunu kendi kendine telkin edebilir. Sonrasında işverenine/yöneticisine gidip; kendi performansıyla ilgili geribildirimler isteyebilir; başarısını artırmak için somut olarak neler yapabileceğini sorabilir. Böylelikle; hem duygusunun ona zarar vermesini önlemiş olur; hem de işi üzerinde daha kontrollü hisseder ve genel anlamda kaygısını azaltmış da olur.
İşyerinde kıskançlığın zararlı boyutlara ulaşmasını engellemek için; patronlar/yöneticiler çalışanlarının her birine eşit mesafede olabilmeli ve herkesin ihtiyaçlarının; taleplerinin dikkate alındığı bir zemin hazırlamalıdır. Çalışanlar; her an her şeyin olabileceği bir ortamda değil de; her şeyin yapılandırıldığı; kendilerinin bireysel olarak işyerine katkılarının da görüldüğü ve dillendirildiği bir ortamda çalıştıklarını görürlerse; kendilerine ve işverenlerine olan güvenleri artar. Bu durumda da; yıpratıcı ve yıkıcı duygulara kapılma riskleri azalır.
Dr. Robert Vecchio; işyerinde kıskançlık üzerine yazdığı bir makalede; işe alımlarda çalışanların duygusal olgunluklarının da değerlendirilmesi gerektiğini vurgular. Ek olarak; işyerinde takım ruhunun oluşturulması; açık iletişimin teşvik edilmesi; yüksek performans gösteren kişilerin çalışma arkadaşlarına mentorluk yapması da kıskançlığın yıkıcı bir biçim almasının önüne geçebilecek yöntemler olarak dile getirilmiştir.