Hayat boyu süren kronik hastalıkların; hastaların yaşam kalitesini etkilemesi oldukça sık görülen bir olgudur. Kronik hastalık çerçevesinden bakıldığında; çoğu hasta hayatlarının önemli bir kısmında hastalıklarına depresyonun ve kaygının eşlik ettiğini belirtmektedir. Hastaların hissettiği ağrının depresyonu tetikleme ihtimali olduğu gibi; depresyon belirtileri yüzünden de ağrı şiddeti artabilmektedir.
Duygusal durumun fiziksel hastalıklarla olan ilişkisi aşikardır. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin; bağışıklık sisteminin işleyişini sağlayan sitokinler; serotonin ile bağlantı içindedir. Depresifken bağışıklık sisteminin zayıflamasının sebebi bu şekilde açıklanabilir. Ağrılı fiziksel belirtileri olan hastalarda depresyon daha şiddetli gitmektedir.
Epidemiyolojik çalışmalar toplumda ağrının yaşam boyu yaygınlığının %24-37 arasında
değiştiğini göstermiştir. Literatürde gün geçtikçe artan araştırmalar; depresyon ve ağrı belirtileri
arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Bu ilişki bazı araştırmacılar tarafından iki durumun genellikle birlikte görüldüğüne; benzer tedavilere yanıt verdiğine;birbirlerini alevlendirmelerine ve benzer biyolojik yolakları ve kimyasal ileticileri paylaştığına dikkat çekmek için ‘depresyon-ağrı sendromu’
veya ‘depresyon-ağrı ikilisi’ olarak isimlendirilmektedir.
Majör depresif bozukluk belirtileri sıklıkla bilişsel; duygusal ve davranışsal sorunlarla
karakterize edilmekle birlikte; özellikle birinci basamağa ve psikiyatri dışı tıbbi birimlere başvuran
hastaların birçoğunda ön planda fiziksel yakınmaların bulunduğu bildirilmiştir. Bununla
birlikte; ağrılı fiziksel belirtileri olan hastaların sağlık durumlarını daha kötü olarak değerlendirdikleri; depresif yakınmalarının daha fazla ve şiddetli olduğu olduğu saptanmıştır.-
Beş Avrupa ülkesini kapsayan geniş ölçekli bir çalışmada genel toplumda kronik ağrı yaşayanların
oranı %17 iken; depresyon ölçütlerini karşılayanlarda bu oranın %43’e yükseldiği saptanmıştır.
Bu bilgiler doğrultusunda; ağrılı kronik hastalıklardan muzdarip kişilerin; depresyonla baş edebilmeleri; fiziksel ağrılarını dindirmeye ağırlık vermeleri kadar önemlidir.