Bazen yaşadığın bazı olayları unutmak istesen de unutamazsın. Yok sayamazsın; olmamış gibi davranamazsın. “Yeter artık unutmak istiyorum!” desen de olmaz bir türlü… Ne zamanı geri alabilirsin ne de yaşadıklarını unutacak bir güç bulabilirsin.
“Affetsem mi?” dersin; affetsen bile kırılmıştır bir kere gönlünün kapıları. Ne yapsan nafile…
Düşün bir bakalım.
- Hiç ummadığın anda; ummadığın birinden ummadığın bir tepkiyle karşılaşınca affeder mi yüreğin?
- Yoksa “Affettim; tamam; oldu bitti işte” deyip kendini mi kandırırsın?
- Tamam; diyelim ki affettin. Peki ya yanlış yapanı sık sık affetmek onu kötü biri mi yapar?
- Yoksa affetmek; “Cebimde taşlarım olsun” deyip biriktirmek midir sana yaşatılanları?
- Ya da affedilene bir lütuf gibi “Seni affettim!” deyip; yine yeni ve yeniden şans mı vermektir?
- Bana unutmak mı; affetmek mi diye soracak olsan; vazgeçmek derim…
- Biliyorsun; vazgeçmek de bir seçimdir.
- Çünkü vazgeçersen bitmiştir.
- Çünkü vazgeçersen özgürsündür.
- Çünkü vazgeçersen; küllerinden yeniden doğabilirsin.
- Çünkü vazgeçersen; olumsuz gibi gözükse de aslında sen doğru olanı tercih etmişsindir.
- Dediğim gibi vazgeçmek bir seçimdir!
- Ancak gerektiği zaman ve ölçüsünde kullanıldığı zaman..
- Seçimlerin senin mutluluğundur.
Unutma!
Kimileri siyahla mutlu olur; kimileri beyazla…
Sevgilerimle;
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.