Takıntı hastalığı olarak da bilinen OKB; tekrarlayan obsesyon ve/veya kompulsiyonlar ile karakterize; genellikle süreklilik gösteren; kişinin günlük yaşamını ve ilişkilerini bozan ruhsal bir hastalıktır.
Obsesyon (takınıtı); kişinin isteği dışında ısrarlı ve zorlayıcı bir şekilde aklına gelen; kişide kaygı ve huzursuzluk yaratan; yineleyici özellikteki düşünce; dürtü ya da imgeler olarak tanımlanır. Kişi; genellikle obsesyonunun mantıksız olduğunun farkındadır; ancak zihninden atamaz.
Kompulsiyon (zorlantı); kişinin; obsesyonlarının yarattığı sıkıntıyı azaltmak için yapmak zorunda hissettiği; mantıksız olduğunu bildiği; tekrarlayıcı törensel davranışlar ya da düşüncelerdir.
Kirlenme/bulaşma obsesyonu
En çok rastlanan takıntı; kirlenme/bulaşma (kişinin bedeninin ve giysilerinin kir; mikrop; kimyasal madde; deterjan; idrar; gaita ve diğer beden salgıları ile bulaşacağına ilişkin) obsesyonu ve temizlenme kompülsiyonudur (defalarca elini; vücudunu; kıyafetlerini yıkama; sürekli evini temizleme gibi). Aşırı el yıkama; bazen derinin tamamen tahrip olmasına dahi yol açabilir; kişi gününün büyük bir kısmını bulaşma korkusuyla dışarı çıkmayıp kendini izole ederek evde geçirebilir.
Sıklıkla rastlanılan bir diğer takıntı; emin olamama (ocak açık mı?; kapı kilitli mi?; her şey yerli yerinde mi? hata yaptım mı?) obsesyonu ve kontrol kompülsiyonudur. Bu kuşku ve kontroller yaşamın birçok alanında kendini gösterebilirler. Kişi; kapının kilitli olup olmadığını kontrol etmek için defalarca evine dönebilir; ışığın açık kalıp kalmadığını kontrol için defalarca yataktan kalkabilir veya verilen bir işi hatasız yapıp yapmadığından emin olmak adına yüzlerce kez kontrol edebilir; bazı sözlerin söylendiğinden emin olmak için defalarca tekrar edebilir.
OKB’nin toplumda % 2-3 oranında görüldüğü bildirilmiştir. Genellikle ergenlik döneminde ve 20-30 yaşlar arasında başlamakla birlikte herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilir. Erkeklerde daha erken yaşlarda başlamasına rağmen; kadınlarda daha sık görülür.
Her insanın takıntılı bazı düşünce ve davranışları olabilir. Bunların hastalık sayılabilmesi için; kişinin günlük yaşamını; işlevselliğini etkileyecek hatta bozacak kadar şiddetli olmaları gerekir.
Genetik: Ailesinde OKB olan kişilerde daha sık görülmektedir.
Beyin işlevlerinde ve serotonin işlevinde bozulma
Çocukluk çağı travmaları: Özellikle cinsel istismara uğrayan çocuklarda; önemli bir stresörün ardından kişide OKB ortaya çıkması sık görülen bir durumdur.
Kişilik özellikleri: Obsesif kişilik özellikleri (kuralcı; titiz; ayrıntıcı; mükemmeliyetçi) belirgin olan bireyler; hastalığa da yatkın olan bireylerdir.
OKB; kişinin işlevselliğini bozan; yaşam kalitesini düşüren; kronikleşebilen bir hastalıktır. Mutlaka uygun sürede tedavi edilmesi gerekir.
İlaç Tedavisi: Özellikle serotonin üzerinden etki eden ilaçlar öncelikle tercih edilir. Etkinin başlaması için 2 hafta gerekmekle birlikte obsesif semptomlarda düzelmenin başlaması 3 ayı bulur. Hastalık semptomlarının direncinden dolayı; tedavinin en az iki yıl sürdürülmesi önemlidir.
Bilişsel-davranışçı terapi: Bilişsel tedavi ile obsesyonların neden olduğu sorumluluk algısı azaltılır. Davranışçı terapi ile kişinin obsesyonları tetiklenir ve kompulsiyonları engellenir. Kişi desensitize edilir. Hem hastalığın tedavisinde; hem de nükslerin önlenmesinde bilişsel-davranışçı terapi önemlidir. Bazen tek başına; bazen de ilaç tedavisi ile birlikte uygulanır.