“Geçmişte yaşadığım olayları unutamıyorum”
“En mutlu olduğum zamanlarda aklıma geçmişim geliyor; keyfim kaçıyor”
“Geçmişime takılıp kaldım; olanları affedemiyorum” diyenlerdenseniz; bu yazı tam size göre...
Geçmişte yaşadığımız kötü olaylar öyle kolayca aklımızdan silinip gitmez. Hatta bu olayları “unutmaya çalışmak” onları daha fazla hatırlamamıza neden olur. Bu olaylar geceleri uykumuzu kaçırıyor; günlük işlevselliğimizi bozuyor veya “an”a odaklanmamızı zorlaştırıyorsa bir “takıntı hastalığı”ndan bahsetmek bile mümkündür.
Geçmişte yaşanılan kötü olayları hatırlamak aynı zamanda öfke; kin; suçluluk; pişmanlık; üzüntü gibi pek çok olumsuz duygunun bizi ziyaret etmesine neden olur.
Kabul etmek gerekir ki; hayatın her anında muhakkak bizde negatif duygular oluşturacak kötü sürprizler ve olaylarla karşılaşacağız. Kötü durumların olmasını engelleyemiyorsak ne yapabiliriz? Öncelikle söylemeliyim ki önemli olan olayın “kendisi” değil; onu nasıl “algıladığımız”dır. Sonuçta her türlü kötü yaşanmışlık bizde derin ve acı izler bıraktığı gibi aynı zamanda bizi güçlendirir de. Depremde yıkılan bir binanın yerine; yıkılmış evden çok daha sağlam bir ev dikilir. İnşa edilmiş bu yeni ev; artık gelecek olan depremlere karşı hazırdır. İşte hayat da böyledir; yaşadığımız acılar bize ders verir; aynı hataları tekrar yapmamamızı sağlar. Daha olgun; daha dik ve tecrübeli olmamıza zemin hazırlar.
Bu acılara takılmadan nasıl atlatır da günlük hayatımıza devam ederiz?
-İlk aşama yaşadığımız olayı kabul etmek ile başlar. Kabul etmek; onaylamak anlamına gelmez. Kabul etmek; hatalar için sorumluluğu almak; hayatla barışmak; olgunlaşmak; kötü sürprizlere hazırlıklı olmaktır aynı zamanda. Geriye dönmek; olayı tekrar değiştirmek mümkün olmadığından; kabullenmek bizi daha iyi hissettirir ve gerçekle bağdaştırır.
-İkinci olarak yapacağımız şey olayla ilgili algılarımızı düzenlemektir. Olayı; olayın olduğu zamandaki halimiz; yaşımız; ortamımız; yaşadıklarımız ile değerlendirmemiz gerekir. “O zamanda yapılacak en iyi şey boşanmaktı” şeklinde düşünmek; hem durumu daha gerçekçi yorumlamanıza hem kendinize haksızlık etmemenize neden olur.
-Bir sonraki adım “kontrol” kavramı üzerine düşünmektir. Eğer kontrol edemediğiniz bir durumdan dolayı acı çektiyseniz (kaldırımda yürürken araba çarpması gibi); sorumluluğun ve hatanın sizde olmadığı; yaşam üzerinde kontrol sağlamanın zor olduğu üzerine düşünebilirsiniz.
Bütün bu adımları yapmakta zorlanıyor ya da kendinizi yapamayacak güçte hissediyorsanız; derhal bir uzmandan yardım alın ve geçmişteki acılarınızla yüzleşin..