Yaşlılık insan yaşamının en duyarlı dönemidir. Kimse yaşlanmak istemese de bu kaçınılmaz bir hayat sürecinin başlangıcıdır. Yaşlanma anne karnında başlayıp yaşamın sonuna dek devam eden bir süreçtir. Başka bir tanımla; hastalık söz konusu olmadan zamanla paralel ortaya çıkan anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikleridir. Sonuç olarak kaçınılmaz bir durumdur.
Yaşlılığı sınıflandıracak olursak eğer:
Orta Yaşlılık: Bu bölüm kişinin çalışma yaşantısındaki ikinci bölümü oluşturur. 40 ile 65 yaş arasını kapsar. Bu dönemde fonksiyonel kayıplar genç erişkinlik dönemine göre %10-30 arasındadır.
Yaşlılık: 65 ile 75 yaş arasını kapsayan bu dönem sıklıkla emekliliği takip eden bir dönemdir. Fonksiyonel olarak çok büyük kayıpların gözlenmediği ve beklenmediği bir dönemdir. Hatta bazen genç yaşlılık olarak da anılır.
İleri Yaşlılık: 75 ile 85 yaş arasını içeren bu dönemde sıklıkla fonksiyonel kayıplar gözlenir ama kişi genelikle belli bir oranda başkalarına bağımlı olmadan yaşamını sürdürebilecek durumdadır.
Çok İleri Yaşlılık: 85 yaş ve üstünü içeren bu dönemdeki kişiler özel bakıma özel evlere veya yardımcıya ihtiyaç duyarlar.
Yaşlılar kötü beslenme açısından risk grubu oluşturmaktadırlar. İleri yaşlarda kötü beslenme nedenleri şunlardır: Ekonomik zorluklar eğitim düzeyinin düşük olması diş sorunları ve zihinsel fonksiyonlarda yetersizlik. Her yaşlı bireyin doğru ve bilinçli beslenme açısından hekimlerce uyarılması eğitilmesi ve diyetinin denetlenmesi gereklidir.
Yaşlılıkla birlikte tat ve koku alma duyusu azalır. 4 ana tadın en az birini tanımlamakta güçlük çekerler. Tükürük salgısında azalma ve yemek borusundaki kasılmaların yetersizliği nedeniyle yutma güçlüğü çekerler. Takma dişler ve diş sayısındaki azalma nedeniyle katı besin tüketimi güçleşir. Midenin boşalım hızı azaldığı için tokluk hissi daha uzun sürer. İnce bağırsaktaki değişiklikler de vücuttaki besin ögelerinin kullanılmasını azaltır. Bağışıklık hücrelerinin çoğalması yavaşlar. Sinir hücrelerindeki kayıplar bunama ve depresyon oluşturabilir. Alzheimer en yaygın yaşlılık dönemi hastalıklarından bir tanesidir. Alzheimer belirtilerinden kısaca bahsedelim:
Günlük yaşam işlevlerini etkileyecek bellek kaybı
Basit kelimeleri bulmada güçlük
Yargı ve karar vermede güçlük çekme
Pratik düşünmede güçlük çekme
Sık kullanılan eşyaları yanlış yere koyma
Ruh hali ve davranışlarda değişiklikler
Kişilik değişimleri
Sorumluluktan kaçma
Yaşlılık dönemi sorunlarından biri de “anemi”dir. Anemi durumunda yapılması gerekenleri özetleyecek olursak:
Demir ile zenginleştirilmiş tahıllar kuru baklagiller tam tahıllar yağsız et gibi demir kaynaklarını seçilmelidir. Tahıla dayalı öğünlere biraz et tavuk veya balık eklenmelidir. Bunların demir içeriği tahıllardaki demirin vücut tarafından daha çok emilmesine yardımcı olur.
Yaşlılık dönemi beslenmesi gerçekten itina isteyen bir programdır. Yiyecekleri çok sıcak ya da soğuk olmamalı çiğnenmesi ve sindirilmesi kolay yumuşak besinler seçilmeli azar azar ve sık sık tüketim olmalı akşam yemekleri daha hafif seçilmeli yemekler mümkün olduğu kadar küçük parçalar hâlinde yumuşak çiğnenmesi ve yutulması kolay besinlerden seçilmelidir. Yalnız yemek yenilmesine engel olunmalıdır ki yalnızlık hissine kapılıp iştahsızlık oluşması engellensin. Hatta masa düzeni temiz ve güzel olmalıdır ki morali yüksek olsun büyük bir şevkle yemeğini tüketsin.
Yemek yerken yutma sorunu çekmemesi için masada mutlaka su ve taze meyve suyu gibi sıvılar bulundurulmalıdır. Kendi başlarına rahat yemek yemelerini engelleyecek fiziksel engel ya da hastalık varsa mutlaka dışarıdan destek sağlanmalıdır.
Yaşlılıkta her besin grubundan düzenli olarak tüketmek gerekir. Protein yağlar karbonhidratlar vitamin mineral ve sudan oluşan bu besin öğelerinin miktarları yaşla birlikte farklılık gösterir. Gençlikte daha fazla tüketilmesi gereken besin öğelerinden bazıları yaşlılıkta daha az tüketilir.
Yaşlılıkta harcanan enerji azaldığı için alınan enerjinin de azaltılması gerekir. Ayrıca yaşla birlikte ortaya çıkan çeşitli hastalıklar da vücuttaki bazı besin öğelerinin dengeli alınmasını gerektirir. Örneğin yüksek tansiyon sorunu olan bir yaşlının tuzu ya azaltması ya da tamamen ortadan kaldırması zorunludur. Kolesterolü yüksek bir yaşlı hayvansal yağlar yerine bitkisel yağları tercih etmelidir. Yani ilerleyen yaşlar ve yaşla birlikte gelişen hastalıklar vücudun ihtiyaçlarını değiştirir. Bu değişiklikler doğrultusunda yeniden düzenlenen besin öğeleri vücudun dengesini korumayı sağlar ve olumsuzluk riskini asgari seviyeye indirir.
Yaşlılıkta bazı besin öğelerine özellikle dikkat etmek gerekir. Protein kalsiyum D-C-A-B12 vitaminleri folik asit demir çinko ve su yaşlıların dengeli beslenmeleri için daha çok tüketmesi gereken besin öğeleridir. Yaş ilerledikçe mineral yoğunluğunda azalmalar görülür. Bu sorunlar iyi bir beslenme planının yanı sıra uygun bir egzersizle de geciktirilebilir. Çok yorulmadan yapılan kısa yürüyüşler idealdir. Kalsiyum kemiklerinizi korur ve kırılma riskini azaltır. Kadınlarda ve erkeklerde kalsiyum gereksinimi yaşlandıkça artar (%20 oranında). Yaşlı beslenmesinde kalsiyum alımı ihmal edilmemesi gereken bir durumdur çünkü yaşla birlikte osteoporoz (kemiklerin kırılması) riski de artar. D vitamini kalsiyumun vücut tarafından kullanılmasına yardımcı olur. Bu nedenle güneş ışığına daha çok çıkmak gerekirse D vitaminini tablet olarak almak kemikleri korur. Kemiklerin güçlü kalabilmesi için kalsiyumla birlikte D vitaminine de ihtiyaç vardır. Haftada en az iki kere 20 dakika boyunca güneşten yararlanmak gerekir. Ellerin ve yüzün güneş görmesi D vitamini alımı açısından önem teşkil etmektedir.
Sağlıklı bir yetişkinin günde en az 2.5 litre su tüketmesi gerekir. Bu sıvı vücuttan idrarla terle solunum yoluyla ve diğer yöntemlerle atılır. Yaşlanmayla birlikte susama duygusu azalır veya unutulur. Bu durumda böbrekler suyu geri emmeyebilir bu sebeple vücutta daha az sıvı kalır. Susamayı beklemeden her gün 2.5 litre suyu yudum yudum da olsa tüketmekte fayda vardır. Daha çok su içmek hem böbreklerin sağlıklı kalmasını hem de başka sorunların oluşmasını önler. Özellikle sıcak havalarda oluşan su kaybı çeşitli sağlık sorunlarını da beraberinde getirir.
YAŞLILIK BESLENMESİ İÇİN ÖRNEK YEMEK LİSTESİ
Sabah: 1 fincan yeşil çay 1 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir (haftada 2 kez 1 haşlanmış yumurta da verilebilir) 1 tatlı kaşığı pekmez 1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu ya da süt 2 ince dilim kepekli ekmek.
Ara Öğün I (Kuşluk): 1 porsiyon meyve
Öğle: 1 kase çorba 1 porsiyon sebze yemeği söğüş ya da salata 1 su bardağı yoğurt ½ porsiyon pilav ya da makarna 1 köfte 1 ince dilim kepekli ekmek
Ara II (İkindi): 1 bardak süt 2 dilim kek
Akşam: 1 kase çorba 1 porsiyon etli sebze yemeği 1 su bardağı ayran 1/2 porsiyon pilav ya da makarna 1 ince dilim kepekli ekmek 1/2 kase muhallebi
Ara III: 1 porsiyon meyve