Hepimiz tuttuğumuz oruçlarla 11 ay durmaksızın çalışan sindirim sistemimizi rahatlatacağımızı düşünürüz. Ancak ramazanda yaptığımız beslenme yanlışları değil sindirim sistemimizi rahatlatmak üzerine birtakım yükler daha bindiriyor. Ramazanın insanlarda uyandırdığı aç kalma düşünesi sahur ve iftar öğünlerde sınırsızca yeme isteğine bunun sonucu da kilo artışı sindirim sistemi rahatsızlıkları ani tansiyon çıkışlar gibi problemlere yol açıyor.
Ramazanın özellikle yaz aylarına geldiği şu günlerde uzun süreli açlıklar bizleri bekliyor. Bu nedenle sahur öğününü atlayarak oruca başlamak yapılan en büyük yanlışlardan biri. Yaklaşık 17 saat olan açlık süresi sahur öğünün atlanmasıyla yaklaşık 20 saate taşınıyor. Bu kadar uzun süreli açlıklar tansiyon ve kan şekerinin çok fazla düşmesine metabolizma hızının yavaşlamasına neden olur. Özellikle sahur yapmayarak oruca başladığında kilo vereceğini düşünen bireyler şunu iyi bilmelidirler ki bu şekilde tutulan oruçlar metabolizma hızını iyice yavaşlatarak bireyin aksine kilo almasına dahi neden olabilir. Sahur öğününün hemen ardından tekrar uyku sürecinin başlaması nedeniyle sahurda kan şekerini yavaş yükselten tam tahıllı ekmekler peynir yumurta yoğurt süt gibi tok tutan kaliteli proteinler çiğ sebze ve meyveler gibi yüksek posalı gıdalar içeren hafif menüler tercih edilmelidir.
Ramazan ayında genel sağlıklı beslenme önerilerinin dışında hareket etmeyi gerektiren bir dönem başlar. Özellikle az az ve sık sık beslenmenin tam tersi olarak uzun süreli bir açlık ve ardından büyük bir öğün tüketimi yapılan en önemli yanlışlardandır. Oruç tutmanın gereği olarak gün boyunca yenilip- içilemez ancak iftar ve sahur saatleri arasında ki süre iyi bir şekilde değerlendirilmeli ve yenilecek besinler yaklaşık 3- 4 öğüne dağıtılmalıdır.
Ramazan ayının yaz aylarına geldiği bu dönemde sıvı alımı hayati önem taşımaktadır. Gün boyunca etkili olan sıcak hava sıvı kaybını arttıracaktır. Bu nedenle iftarla sahur arasında sağlıklı bireyler için en az 2 litrelik sıvı alımı şarttır. Ancak sadece sıvı ihtiyacını karşılamak adına ard arda hızlı şekilde içilen sular vücutta metabolize olmadan atılacağından sıvı alımını saatlere yaymak en doğru uygulama olacaktır.
İftar öğününden hemen sonra siyah çay ve tatlı tüketimi de ülkemizde yaygın olarak uygulananır. Siyah çay tüketiminin iftar öğününden yaklaşık 30 dakika ile 1 saat arasında ve makul ölçülerde yapılması hem mineral hem de sıvı kayıplarını ortadan kaldıracaktır. Aynı şekilde tatlıların bir ara öğün olarak iftardan en az 2 saat sonra ve özellikle meyve- sütlü tatlılar olarak tüketilmesi ani kan şekeri yükselmelerini engelleyecek ve sağlıklı bir ramazan geçirmenizi sağlayacaktır.
Oruç sağlıklı bireylerin yerine getirebileceği bir ibadettir; bu nedenle diyabet(şeker) yüksek tansiyon kalp hastalıkları gibi kronik hastalıkları olan bireyler ile çok küçük çocukların ve yaşlıların oruç tutmamaları en azından oruçtan önce doktor kontrolünden geçmeleri doğru olacaktır.