Destek Sitesi platformunda Uzman olmak ister misiniz?

Uzman olmak için Şimdi başvurun.

Beslenme Ve Kanser Ilişkisi

Oluşturulma tarihi: 27.01.2025 23:08    Güncellendi: 27.01.2025 23:08

Kanser hastalıklarının % 40 – 60’ının beslenme ile ilgili olduklarına dair pek çok ipucu saptanmıştır. Öncelikle kötü beslenmenin bağışıklık sistemini güçsüz bırakması nedeniyle tümörlerin oluşmasına yol açabildiği bilinmektedir. Ayrıca yiyecekler de tümör oluşturan ya da tümör oluşumunu engelleyen maddeler içerebilirler. Çok fazla miktarlarda enerji verici besinler yağ alkol ve nitrat alınması tümör oluşumunu teşvik eder buna karşın yüksek oranda lifli maddeler A (karoten) C ve E vitaminleri ile beslenme tümörleri engelleyici etki yapabilir. Etin yüksek ısıda ızgara yapılması ya da kızartılması sırasında meydana gelen birçok madde tümör oluşumuna yol açabilir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde enerji verici besinler bakımından zayıf bir beslenmede yeterince vitamin ve mineral maddeler verilirse tümör oluşumu oranının belirgin bir biçimde düştüğü en azından tümör oluşumuna neden olan maddelerin daha az toksik etki yaptıkları kesin olarak kanıtlanmıştır. Bu hayvanların çok daha uzun yaşadıkları da bunu göstermektedir.

C vitamininin tümör oluşumunu doğrudan doğruya etkileyip etkilemediği henüz tam olarak açıklığa kavuşmamıştır. Ama hiç değilse midede kanserojen nitrozaminlerin oluşumunu engellemekle organizmaya giren nitratların olumsuz etkisini kısmen hafiflettiği olasıdır. Bu nedenle de sebzelerdeki nitrat fazla toksik etki yapamaz. Ayrıca lifli maddelerle beslenme kalın bağırsak kanserinin oluşmasına karşı koruyabilir çünkü lifli besinler bağırsakta kanserojenlerin oluşmasını ve etki yapmasını frenler. Kalın bağırsak kanserine giderek daha sık rastlanmasının batı ülkelerinde lifli maddeler bakımından nispeten daha fakir olan beslenme biçiminin dünyanın başka ülkelerinde de yaygınlaşması ile açıklanabileceği öne sürülmektedir. Bunun tam tersine endüstri ülkelerinde mide kanseri vakaları azalmıştır. Bu durum da günümüzde buzdolabı ve derin dondurucular sayesinde yiyeceklerin daha güvenle saklanabilmeleri ile açıklanabilir. Böylece yiyeceklerin saklanması için eskisi kadar çok tuz kullanılmamakta daha az mantar zehirleri oluşmakta ve dumanla isle bozulmaya karşı korunmuş “füme” yiyecekler fazla tüketilmemektedir.

Demek oluyor ki tümöre bağlı hastalıkların önlenmesinde sağlıklı beslenmenin büyük önemi vardır çünkü erken tanı yöntemleri hem oldukça masraflıdır hem de çok defa tümörlerin varlığı saptandığında tedavi için artık çok geç kalınmıştır. Tümör hastalıkları sık sık oldukça genç yaşlarda görüldüğünden ve büyük acılara neden olduklarından bu konu üzerinde önemle durmak gerekir.